Ağustos 31, 2011

Cosmos, the parallel

Geçen gün sordum kendime
Neden paralel evrenlerde yaşayan insanlar
aşka dokunur
bi süreliğine dokunur, ürperir, kaçar...
Kovalamak-ansızın kovalanmak
kimine göre bi müddet
ya da daha uzunu.

O büyü,
Kutsanmış topraklar,
Bulutlar,
Mavi gökyüzü,
Çırpınarak kazandığın onca şey
ve aniden
puf.
uçup giden anılara
karanlık, yağmurlu günlere
yürümekten korktuğun o loş sokaklara dönüşüverir.
Ürkütücü.

Ne zamandır anımsaması zor geliyor.
odam düzenli, yeri değişmiş kitapların, kalemlerin
her yanına saçılan viski şişeleri
henüz okunmamış dergiler
pişmanlıkların yazıldığı tahta köşe
rastgele açılan müzik
ve anılarla dolu her bi tarafı
takılıp tökezlerken
her yakaladığım vaftizi yerden kaldırıyorum sanki.

bi zamanlar sevdiğim şarkıları dinleyemez oldum
farkına varıyorum
gelip geçmez
ruhumun sancıları içinde yok oluşumun
aslında kimine göre yeniden var oluşumumun..

inançsızlıktan ölsemde umutsuzluktan ölenlerden olmadım hiç
orası bi gerçek
bi de paralel evrenin gücüne inananlardanım.

Ağustos 25, 2011

Ruins of the silence

Sessizlik de ıslak paçavra gibiymiş be arkadaş..
Ne zaman kalbini konuşturmak istesen
Sözcüklerin hapis oluyor,
Uyku tutmuyor gecelerinde
Hatırlıyorsun tek tek
Çağırıyor hatıralara
Getiriyor ayağına seni
Süründüre süründüre..

Aslında sadece bir tını oluşuyor
Kelimelerden kifayetsiz.
Bitmek bilmeyen.


Bazen sıradan ölümler duymaya,
Yaşamak istediğin ama yaşayamadığın romantizmlere,
İstediğinde oluşan boşluklara,
Yerden bulup cebine attığın o bozuk paraların manasına,
Hayalperestliğine,
Öptüğün adama,
Dostlarına
Aç buluyorsun kendini.

Sessizlik alıyor aniden
bütün hepsini senden..
Herşey bir o kadar uzak duruyor.
Mutluluk iki kelime arasına sıkışıveriyor,
Aşk yok oluyor,
İçkisiz geçmiyor gecelerin..

Düşünüyorsun
Yalnız kalpler sütununa ismini yazıyorsun.
Yürüyorsun caddelerde yalnız başına
Kaçıyorsun büyüdüğün o şehirden
Bırakıyorsun sözcüklerle sevişmeyi
Sabahları uyanmayı
Yağmur altında öpüşmeyi sevdiğinle..


Peki!
Ya sessizliğin harabelerinde saklanmak
Çözüm olmuyorsa..
Ellerin, yüreğin, zihnin
Her daim
Geri dönmeyi isterse

O zaman elvedalar sessizliğe gömülür.
Unutmamak gerek
sessizliği yok etmek
sadece yapmaya değecek o tek yolculuğa;
yüreğimize yapacağımız yolculuğa bağlıdır.





Ağustos 02, 2011

Lies

Ey dünyayı kurtaran adam
Düşüncelerine hakim olmayı öğrenemedin hiçbir zaman
Senin için tek bir kadın vardı
Göremedin gitti
Onun ne halt olduğunu

Ey kendini beğenmiş bar kelebeği
Sana sesleniyorum
İlaçlarını da kadınlarını da al çek git bu mahalleden
İstenmiyorsun
Duvar diplerine işemeyi de kes artık.

AZ mı söylediklerim
Yoksa sana aşkımı emanet ettim diye orospu mu oldu arkadaşlıklarımız

Ego çocukları sürünüyorsunuz
Ağzınız, yüzünüz, vücutlarınız kokuyor
Açlaşan dudaklarınız ve organlarınız var
Öyle ki sizin olmayan şeyleri sömürdüğünüz yetmiyormuş gibi
İsteklerinizle kölesi yapıyorsunuz yalanları
Ama acı çekmeden yok olma şansınız var
Bunu size verenler var, evet.
Yalanlar, yalanlar ve yalanlar.
Ölümcül yaratıkların asıl yaptığı pornografi değil midir zaten..