Ağustos 10, 2010

Yaşanmayan zamanlar

Onlar yıpranan kağıtlara,
pürüzsüz tenine yazdığım gibi
adlarını yazdılar
Geri döndüğünde
Oldukları yerde seni bekliyor
olacaklar..
Söylediklerim ürkütücü gelebilir
ama korkuluklar korkutucu gelmiyor
hiçbir şey yazdıklarım kadar acı vermiyor
boş sayfalara

İzliyorum, yoldan geçen yaşsız insanları
biz mi yaşlandık
boşalan yağmurlarla
çürüyen mumlarla
ve yitip giden zamanlarda,
yaşanmayan zamanlarda.

Bu kaçıncı gün?
sen yoksun.
bu kaçıncı yok
kaçıncı sen yoksun

Rüyalar, eskimiş bir perde
oyunsuz, oyuncusuz, dekorsuz
elbette bütünü belli değil

Evdeki saat çalışıyor geriye doğru gibi
hislerimi, seni geri alamaz
onlar sadece yaşanmayan zamanlar

Hasta ediyor bırakıp gittiğin düşüncesi
istediğim son şeydi
içimdeki çelişkiler
seni ne kadar çok..sevdiğime dair
yaşanma..
zaman..lar
lara sürüklüyor..
Romanlarda konuşan kayıp yüzlere benziyor
ağzı, gözleri, hisleri olmayan birer
varlığa çeviriyor
yıpranan kağıtları
ben gitsemde
yazdıklarım hep koyduğum yerde olacaklar
zamanlar umutsuzca yaşanmayanlara dönüşecek belki de
mevsimler geçti
sararan kağıtlarda
Biliyorum;
yaşanmayanlar zamanlardan
yüzlerce yolcu geçti..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sevdim:)