Aralık 15, 2009

15 December

Mutlu biten bir gün.Güzel bir gün.Sevindirici bir gün...

Baharatlı yaşantımı çeşitli biberle tatlılaştırdığım, suyuyla hafif dinlendirilmiş olarak dolgun bir kıvama getirdiğim daha sonra da kısık ateşte pişirmeye bıraktığım bir gün oldu bugün..
Hallelujah desek yersiz mi olur?:D Peki.
Çok Jazzırtılılaştırıyorum anlatışımı :) ve volümü hafif yükseltiyorum şimdi.
Sanırım artık yolların değişmesine tam olarak karar verdiğim için öyle geldi bana bugün.Evet, çoğu zaman bir oraya sarkan bir burdan ayağı takılıp sulara düşen astral bir dünyada yaşıyorum.Seviyorum dünyamı ahaha yeri geldi mi boş boş acı çektiriyorum kendime.Biliyorum ki gereksiz,yersiz.Kuruntulardan ve aldırış etmeyen insanlara aldırış ettiğimden başıma geliyor hepsi.Ya da öyle demesek mi.Sanırım sıkıntıdan.. Yok canım beni becerirken yanlışlıkla hayatımı becerdiklerinden olmasa gerek.Hayatımdakilere göre; onlarla 'beceriksiz becerenlerlerin' getirdiği problemlerle uğraşmam evet sıkıntıdan ya da şu melankolik hayatımı yanlış değerlendirmemden...Duygularım ve hala gelişmesini durduramadığım garibal hormonlarımın tepkileri ve çıkarları.Secret :)
Hayat...
Hah! Geçenlerde sanırım ona dair kısa ve içli bir şiir patlatmıştım arada :)
'özlü söz mü bu sanki, duydum bir yerlerden..' =S
'naayır onlar bana aitti bebeğim:) Butter-fly oluyordum o sırada da ondan sana öyle gelmiş.'

Peki.


Bugüne dönelim.

Part I
Bir Demet çiçek bekledim yanında sevimli kemancısıyla..Şirin hoş tipitipler:)
Diyeceğim o ki ;

Welcome to my halloween
I have only purple pumpkin
And
I have two crippled hand
You can break
Or
You can take them home and wrap yourself!

Part II
Istanbul Sessions
Güzel bir performans
Jazz'ı onlardan dinlemek keyif vericiydi.
Tanışmak ve konuşmakta :)

Müzik; hayatım boyunca en çok hissettiğim belki de her gün tek seviştiğim şeydir.Onların gözlerindeki müzik,dudaklarındaki müzik ve ellerindeki müzik isteğime istek kattı ve evet onlar kadar samimi, içten ve alçakgönüllü olmak gerekli.Hisler,duygular ve kişilikler kadar dünya düzeninin de değiştiğini görüyoruz ve hissediyoruz.Ve sonuç olarak biz de değişiyoruz müzik kadar,aşk kadar,sanat kadar.. Kitapların önsözleri değişiyor,yazı karakterleri,ev ödevleri,temizlik robotları...ama öyle olmasına rağmen samimiyetimiz kalıcı,kanaatlerimiz ve değişen fikirlerimiz...
Tanrıların ya da kargaların bu değişime ne dediklerinin bir önemi yok ama onlarda samimiyetimizden etkileniyorlar.
Müzik kişisel ama müzik evrensel.Müzik savaş yıkan, barış yapan.O doyasıya yaşayan,doyasıya yaşanılan...

15Aralık: ben bunları yaşadım, bunları hissettim.Uyurken düşünecek çok şeyim var.Ruhum da düzeliyor :D
Hah bir de müziğim değişse uyurken
Jeff Buckley - Lover, You Should've Come Over

Maybe one day it will change but only on my bed.

1 yorum:

collons_de_deu dedi ki...

well i feel too young to hold on
and i'm much too old to break free and run
too deaf, dumb, and blind to see the damage i've done
sweet lover, you should've come over
oh, love well i'm waiting for you

oh... lover, you should've come over
'cause it's not too late'